Bursa'da köylü teyzelerin çevre zaferi

Danıştay, Meyra Madencilik için Çevre Bakanlığı'nca verilen ÇED olumlu raporuna itirazları reddeden Bursa 1. İdare Mahkemesi'nin kararını bozdu. Aylarca köylerine maden tesisi kurulmaması için eylem yapan köylü teyzeler bu kararla mücadelenin galibi oldu.

Bursa'da köylü teyzelerin çevre zaferi

Danıştay, Meyra Madencilik için Çevre Bakanlığı’nca verilen ÇED olumlu raporuna itirazları reddeden Bursa 1. İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu. Aylarca köylerine maden tesisi kurulmaması için eylem yapan köylü teyzeler bu kararla mücadelenin galibi oldu.

Danıştay 6. Dairesi, Meyra Mühendislik Proje ve Madencilik Ltd. Şti.’nin Bursa’nın Yenişehir ilçesi Kirazlıyayla Mahallesi’nde gerçekleştirmeye çalıştığı çinko-bakır zenginleştirme tesisin çevreye ve insan sağlığına zarar vereceği gerekçesiyle açılan davada Bursa 1. İdare Mahkemesi’nce verilen ret kararını bozdu.

Yenişehir Kirazlıyayla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, 23 vatandaşın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı açtığı davaya, davacılar yanında Bursa Barosu Başkanlığı da müdahil olarak yer aldı, baroyu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Eralp Atabek temsil etti.

Bursa 1. İdare Mahkemesi’nin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca söz konusu tesis için verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararının iptali talebini reddetmesi üzerine başvurulan Danıştay 6. Dairesi’nin kararında özetle şöyle denildi: “Öncelikle, ÇED kararlarının yargısal denetiminin, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde verilen kurum görüşlerinin de hukuka uygunluk denetimini içerdiği açıktır. Bu itibarla, DSİ görüşünün ya da bilirkişilerce eksiklik olarak tespitin bir hususun, DSİ ile yapılan bir protokole dayanmasının, tek başına, söz konusu hususun teknik ve bilimsel açıdan hukuka uygun olarak kabul edilmesi sonucunu doğurmayacağı tabiidir. Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda ise, projenin su kaynaklarına ve floraya etkileri yönünden, kök bilirkişi raporunda varılan kanaatin aksine, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu yönünde kanaat bildirilmesinin tek sebebi, proje çerçevesinde endüstriyel amaçlı kullanılacak olan suyun İznik Gölünden temin edilmesinin, DSİ 1. Bölge Müdürlüğüyle yapılan protokole dayanması olarak gösterilmiştir. Öte yandan, davacı ve davacı yanında müdahiller tarafından sunulan temyiz dilekçelerinde, mevcut bilirkişilerin görüş değiştirmesinin makul gerekçelere dayanmadığı, ek raporda eksiklik ve sorun olarak belirtilen hususların tek başlarına dahi işlemin iptalini gerektirdiği, bu itibarla, söz konusu eksikliklere rağmen, ilk rapordan farklı sonuca varılarak dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu yönünde kanaat bildirilmesinin, ek raporun kendi içinde çelişkili olduğunu gösterdiği şeklindeki iddialara yer verilmiştir.

Bu durumda, İdare Mahkemesince, tarafların iddia ve savunmaları, Nihai ÇED Raporunu hazırlayanların uzmanlık alanları, bölgenin ve projenin özellikleri de dikkate alınarak, dava konusu projenin çevresel etkilerinin ve bu etkilerin en aza indirilmesi için alınması gereken önlemlerin ÇED Raporunda yeterli şekilde değerlendirilip değerlendirilmediğinin, bu doğrultuda verilen taahhütlerin ve alınan önlemlerin teknik ve bilimsel açıdan yeterli olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla, biri çevre mühendisi olmak üzere, üniversitelerin ilgili bölümlerinden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetiyle mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu itibarla, davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.”

Danıştay 6. Dairesi, kararını “Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Bursa 1. İdare Mahkemesince verilen 22/02/2022 tarihli, E:2021/722, K:2022/178 sayılı kararının bozulmasına“ diyerek bağladı.