Depremde 36 kişiye mezar olan apartmanın davasında yeni gelişme: Kamu görevlileri de ağır cezada yargılanacak

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi, Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde 36 kişinin yaşamını yitirdiği, 17 kişinin de yaralandığı Rıza Bey Apartmanı ile ilgili haklarında 'Görevi kötüye kullanma' suçundan dava açılan ve İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan o dönemki kamu görevlileri Gamze E. (52) ve Mehmet Ali U.'nun (69) ağır ceza mahkemesinde yargılanmasına karar verdi.

Depremde 36 kişiye mezar olan apartmanın davasında yeni gelişme: Kamu görevlileri de ağır cezada yargılanacak

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi, Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde 36 kişinin yaşamını yitirdiği, 17 kişinin de yaralandığı Rıza Bey Apartmanı ile ilgili haklarında ‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan dava açılan ve İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan o dönemki kamu görevlileri Gamze E. (52) ve Mehmet Ali U.’nun (69) ağır ceza mahkemesinde yargılanmasına karar verdi.

Ege Denizinde Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ilçesindeki 8 katlı Rıza Bey Apartmanında 36 kişi yaşamını yitirdi, 17 kişi de yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturma çerçevesinde 13 sanığın yargılanmasına İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilirken, 2 kamu görevlisi Gamze E. ve Mehmet Ali U. hakkında başlatılan soruşturma da tamamlanıp, iddianame hazırlandı. İddianamede, bilirkişi raporunda yapının 1975 yılı deprem yönetmeliğine tabi olduğu, projedeki beton dayanım sınıfının sağlanmadığı, nervürlü donatıların mekanik şartları sağlamadığı belirtildi. Yapının taşıyıcı sistem elemanlarına, epoksi enjeksiyon ile projesiz, izinsiz ve kontrolsüz şekilde tamirat yapan ve yaptıranlarla söz konusu tadilatın yapıldığı sonradan kayıt altına alınmasına rağmen bu konuda idari işlem tesis etmeyen ilgili idari mercilerin de sorumlu olduklarına vurgu yapıldı.

2005 yılında meydana gelen depremden sonra yapının taşıyıcı sistem elemanlarına epoksi enjeksiyon ile projesiz, izinsiz ve kontrolsüz tamirat işlemi yapıldığının tespit edilmesine rağmen binanın 3. grup risk kategorisinde yer aldığına vurgu yapıldı. 2007 deprem yönetmeliğine göre performans analizi yapılarak sonucuna göre güçlendirme yapılması gerektiği yönünde tavsiyede bulunulmuş olmasına rağmen bu konuda idari işlem tesis etmeyen ve belgede o dönem Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Müdür Vekili sıfatıyla imzası bulunan Gamze E.’nin sorumlu olduğunun altı çizildi. İnşaat Mühendisi Tamer Paker tarafından hazırlanan statik hesap raporu ve betonarme projesi ile yapı ruhsatını 27 Nisan 1993 tarihinde onaylayan o dönemki Bornova Belediyesi İmar Müdürü Mimar Mehmet U.’nun da sorumlu olduğunun altı çizildi. İddianamede binanın statik ve betonarme projesine onay veren İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinde görevlilerin açık kimlik tespitlerinin yapılamadığı belirtildi. Toplanan deliller ve alınan ifadeler ışığında savcı, Gamze E. ve Mehmet Ali U. için ‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan 2’şer yıla kadar hapis cezası istedi.

Birleştirme talebi uygun görülmedi

2022’nin Kasım ayında İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılamada mağdur avukatları davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirtip, hakimden görevsizlik kararı vermesi talebinde bulundu. Avukatların taleplerinin ardından savcı ara mütalaasını sundu. İddia makamı, bu dosya ile İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Rıza Bey Apartmanı dosyasının fiilen ve hukuki olarak birbirleriyle bağlantılı olduğunun altını çizdi. İki dosyanın daha önce birleştirilmesi talebinin kabul edilmediğini belirten iddia makamı, birleştirme uyuşmazlığı nedeniyle dosyanın İzmir Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine ve uyuşmazlığın çözülmesi yönünde mütalaa sundu. Mütalaanın okunmasının ardından hakim ara kararını açıkladı. Hakim, birleştirme talebi için daha önce İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazıldığını, ancak mahkeme heyetinin dosyada ilerleme kaydedildiği gerekçesiyle birleştirmeyi uygun görülmediğini belirtti. Bu nedenle hakim, kamu görevlileri dosyasının İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden dosyayla birleştirilmesi yönündeki uyuşmazlığın çözümü için İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

Asliye ceza mahkemesi haklı bulundu

Birleştirme uyuşmazlığı sebebiyle dosyayı inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi, sanıkların eylemlerinin ‘Bilinçli taksirle öldürme’ suçunu oluşturabileceği, eylemlerin vasıf ve nitelendirilmesinin doğru yapılabilmesi için delillerin birlikte değerlendirilmesi ve dosyaların birlikte görülmesinin zorunlu olduğundan bahisle, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ara kararıyla muvafakat verilmemesine rağmen her iki dosyanın birleştirilmesine kararı verdiğinin altını çizdi. Bu sebepten dolayı iki mahkeme arasında birleştirme uyuşmazlığı çıktığına da vurgu yapıldı. Daire, her iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu ve delillerin birlikte değerlendirilmesinin gerektiğinin altını çizdi. Bu sebeplerden dolayı İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin gerekçesi yerinde görüldü. Dosyaların birleştirilmesine karar veren Daire, iki tutuksuz sanığın İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Rıza Bey Apartmanı davasında yargılanmasına oy birliğiyle karar verdi. Birleştirme kararının ardından Rıza Bey davasında sanık 15’e yükseldi.