DPÜ'de 'Teori ve Pratiğin Çelişkisinde İnsan Haklarının İmkanı' etkinliği

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Sosyoloji Bölümü tarafından Arş. Gör. Meltem Çelik Dirsehan'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Teori ve Pratiğin Çelişkisinde İnsan Haklarının İmkanı' isimli etkinlik gerçekleştirildi.

DPÜ'de 'Teori ve Pratiğin Çelişkisinde İnsan Haklarının İmkanı' etkinliği

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Sosyoloji Bölümü tarafından Arş. Gör. Meltem Çelik Dirsehan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Teori ve Pratiğin Çelişkisinde İnsan Haklarının İmkanı” isimli etkinlik gerçekleştirildi.

FEF Germiyanoğlu Yakup Bey Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansta, insan hakları ideallerinin insanlık tarihindeki gelişimini, uluslararası hukuki normlara dönüşümünü, içeriği ve pratiğe yansımalarını ele alan Arş. Gör. Meltem Çelik Dirsehan, insan hakları idealleri ile gerçekler arasındaki tutarsızlıkları örneklerle açıkladı.

Konuşmasında insan hakları düşüncesine kaynaklık eden insan onuru, eşitlik, özgürlük, kardeşlik gibi temel hümanist değerlerin batı merkezli olduğuna yönelik egemen retoriği eleştiren Arş. Gör. Çelik Dirsehan, bu değerlerin Batı dışı medeniyet ve kültürlerine de içkin olduğunu belirtti ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin atıf yaptığı aydınlanma düşüncesiyle gelişen insan hakları beyannamelerini tarihsel ve sosyolojik gelişmeler paralelinde ele aldı.

Çelik Dirsehan, “Bu düşünce iklimine ve hukuki metinlere rağmen 19. ve 20. asrın yarısına kadar Batılı ülkeler Batı dışı coğrafyaları sömürgeleştirme rekabetine girişti ve insan onuruna aykırı kapitalist ve kolonyalist faaliyetlerle insanlık tarihinin en utanç verici kıyımlarına ve 100 milyon insanın can verdiği iki dünya savaşına yol açtı. Aydınlanma düşüncesinde yüceltilen insan hakları idealleri ve hukuku, birikim hırsı, batı dışı toprakların paylaşılması ve yayılmacılık ve sömürgecilik rekabeti nedeniyle pratiğe yansıyamamıştır” dedi.

“ABD Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atarak 350 bin sivilin ölümüne yol açtı”

Konuşmasının son bölümünde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin geliştiği siyasi iklime yer veren Dirsehan, " Birleşmiş Milletlerin kurulması sürecinde ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atarak en az 350 bin sivilin ölümüne yol açtı. Bu vahşetten iki ay sonra dünya güvenliği ve barışını sağlamaktan sorumlu ülkeler olarak ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kurdu" diye konuştu.

Dirsehan etkinlikte, insan hakları ideallerinin pratik imkansızlıkları bağlamında Güvenlik Konseyi üye ülkelerinin günümüze değin devam ettiği savaşlar, yayılmacı faaliyetler, süregelen çatışma, işgal ve insan kıyımlarına karşı takındığı tutumdan örnekler vererek sunumunu tamamladı.

Etkinlik soru cevap bölümünün ardından sona erdi.