Sahipsiz dostlar İzmir'de emin ellerde

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Gökdere'de Türkiye'ye örnek olacak Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü'nü hizmete açtı.

Sahipsiz dostlar İzmir'de emin ellerde

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Gökdere’de Türkiye’ye örnek olacak Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nü hizmete açtı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, sokak hayvanlarının bakımı, tedavisi ve sahiplendirilmesinde Avrupa standartlarında tesisi Dünya Veteriner Hekimler Günü’nde kente kazandırdı. 700 köpek kapasiteli Işıkkent ve Seyrek Geçici Köpek bakımevleri ile hizmet veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Gökdere’de aynı anda bin 500 köpeğe yuva olacak.

İzmir, Avrupa değerlerini temsil eden şehir oldu

Geçen günlerde Strazburg’dan gurur duydukları bir haber aldıklarını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “1955 yılından beri Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin verdiği bir ödül var. 46 ülke arasında, onlarca kentin aday olduğu bir yarışmada, İzmir tümünü geride bırakarak Avrupa değerlerini en iyi temsil eden şehir ilan edildi ve büyük ödülü aldı. Avrupa Ödülü’nü kazanmaktan ötürü hepimizin göğsü kabardı, mutlu olduk. Fakat şimdi ben sizlere İzmir ve Türkiye’nin Avrupa değerlerinden daha üstün olduğunu düşündüğüm bir özelliğinden bahsetmek istiyorum. Biz, sokaklarında hayvanlarla birlikte yaşayan bir halkız. Onlara can dostumuz diye sesleniyoruz. Yazık ki bu uygar duruşumuzu Avrupa’nın birçok şehrinde göremezsiniz. Daha medeni olduğunu düşündüğümüz birçok batı ülkesi yıllar önce itlaf kanunlarıyla sokak hayvanlarını tümüyle ortadan kaldırdı. Oysa uygarlık ve cinayet birbiriyle uzlaşamaz. Resmi hukukumuzdaki tüm eksiklere rağmen, ülkemizde sokak hayvanlarına dair vicdan hukukunun çok daha gelişmiş olduğunu mutlulukla ifade etmek isterim” dedi.

Soyer’den uyumun 4 bileşeni

Demokrasinin İzmir’in merkezinde bulunduğu Ege kıyılarında doğmuş, insanlığın en önemli inovasyonlarından biri olduğunun altını önemle çizen Başkan Tunç Soyer, “Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel insan hakları üzerinde yükselen bir değerler manzumesi. Fakat dünya öyle bir noktaya geldi ki, demokrasinin hayata bakışı yeni bir perspektif kazanmak zorunda. İşte bu nedenle 2021 Eylül’ünde İzmir’deki Dünya Kültür Zirvesi’nde döngüsel kültür adında yeni bir kavram ortaya koyduk. Bu kavramla kültürü, yaşamı bir arada tutan harç olarak konumlandırdık. Döngüsel kültür, yaşamımıza yön veren ne kadar değer varsa tümü için başka bir temel tarif ediyor. Pek çok şey gibi demokrasi için de yeni bir ufuk belirliyor. Döngüsel kültürün özünde, nüvesinde uyum var. Bu uyum, dört bileşenden oluşuyor. Birbirimizle uyum, doğamızla uyum, geçmişimizle uyum ve değişimle uyum. Bu dört başlık, aynı zamanda İzmir’den dünyaya yaymaya çalıştığımız yeni demokrasinin tarifidir. Çünkü demokrasi beş yılda bir sandığa gitmek değildir. Yaşamın her hali ve anıyla uyum içinde yaşama sanatıdır” dedi.

Avrupa Birliği’nden ikinci ödül geldi

İnsanlığın diğer türler üzerinde üstünlük taşıyan bir grup olmadığını belirten Başkan Tunç Soyer, “Türler üzerinde bir hakimiyetimiz söz konusu değil. İnsan, doğadaki tüm canlı türleriyle beraber var. Bunun tersini düşündüğü ve uyguladığı an, iklim krizi kadar ağır sonuçları kendi eliyle oluşturmuş oluyor. Bu nedenle döngüsel kültür üzerine inşa ettiğimiz yeni demokrasi olmazsa olmazı olacak, doğamızla uyum. Göreve geldiğimiz günden bu yana İzmir’de doğamızla uyumu çoğaltmak adına çok sayıda yenilikçi proje başlattık. Bu çalışmalar sonucunda dün Avrupa Birliği’nden ikinci bir ödül daha alarak, Avrupa’nın doğayla uyum konusunda 100 öncü şehrinden biri seçildik. Bugün açılışını gerçekleştirmekten gurur duyduğum Pako Sokak Hayvanları Yaşam Kampüsü işte bu projelerimizden biri” diye konuştu.

“Can dostlar adına Türkiye’de öncü çalışmalara imza atıyoruz”

Kampüste, can dostlar için çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla her zaman olduğu gibi birlikte yol alacaklarının altını önemle çizen Başkan Soyer, “Birbirimiz ve doğamızla uyumu aynı anda yaşayacağız. Tüm zorluklara rağmen Türkiye’de hayvan haklarının güçlenmesi için çalışan aktivistlerin her birine şükran borçluyuz. Onlar olmasa, vicdanımızın körelmeye mahkum bırakılan bir yanını, doğa vicdanını yaşatmamız belki de asla mümkün olmazdı. O yüzden her birine bir kere daha teşekkür ediyorum. Geçen ay, İzmir Veteriner Hekimleri Odası ile ‘Sahipsiz Sokak Köpekleri Rehabilitasyon Projesi’ni başlatmış, şehrimizi paylaştığımız can dostlarımız için tarihi bir adım atmıştık. Bu ortaklık ile can dostlarımız kulak küpesi ve mikroçip ile işaretlenerek anlık takip altına alınıyor. Ayda 500 köpeğin kısırlaştırılması sağlanıyor. Bu çalışmalarımızın tamamı Türkiye’de bir ilk. Bu umut verici tablonun bir an önce tüm Türkiye geneline yayılmasını tüm kalbimle diliyorum” şeklinde konuştu.

Adalet için, refah için kavga edeceğiz

Bir toplumdaki adalet duygusunun en güçlü olanı değil, en zayıf olanı nasıl koruduğuyla ölçüldüğünü belirten Başkan Soyer, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz can dostlarımıza karşı adilsek, birbirimize karşı da öyleyiz. Değilsek, birbirimizin haklarını da çiğneyebiliriz. Bu nedenle doğayı da içine alan bir demokrasi anlayışı, aynı zamanda tüm insanların güvence altında olduğu bir toplumun teminatıdır. Çünkü doğanın avukatı, sendikası, meslek örgütü yoktur. Onun yegâne teminatı hem kendimiz hem de diğer tüm canlılar için korumak zorunda olduğumuz vicdanımızdır. Birçoğunuzun bildiği gibi Pako, usta gazeteci Bekir Coşkun’un köpeğinin adı. Bekir Coşkun, can dostlarımızın ağzı, dili, kalemi olan büyük bir yazardı. Onun bu mücadelesine duyduğumuz vefanın gereği, Türkiye’de eşi olmayan bu kampüse Pako’nun adını verdik. Bekir Coşkun ‘Kurt’ isimli yazısında dediği gibi ‘Ne yapacaksınız. Son orman yanana, son doğa parçası bozulana, son kuş gidene, son kurt vurulana kadar. Bu dünya bizim.’ İşte biz İzmir’de tam da onun dediği gibi yapıyoruz ve yapamaya da devam edeceğiz. Can dostlarımız için bu vahşi düzenle son nefesimize kadar kavga edeceğiz. Erkek şiddeti gören kadınlar için kavga edeceğiz. Adalet için, refah için kavga edeceğiz. Kavgamızı kin ve öfkeyle değil, dostluk ve kardeşlikle büyüteceğiz. Daima güçlünün yanında olan bu düzeni topla tüfekle değil, aklımız, vicdanımız ve demokrasiyle değiştireceğiz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Pako Kampüsü, çoktan başlamış olan bu değişimin önemli parçalarından biridir.”