Sürücülerin beyin fonksiyonları yeni nesil araçlara ilham olacak

Bursa Uludağ Üniversitesi'nde (BUÜ) görev yapan akademisyenler, farklı trafik ve yol şartlarının otomobil sürücülerinin bilişsel yükleri üzerinde oluşturduğu etkiyi araştırıyor. Akademisyenler trafik yoğunluğu, yol şartları ve sürüş ile eş zamanlı gerçekleştirilen çoklu görevlerin sürücülerin bilişsel yükleri üzerindeki etkisini ortaya çıkaran çalışmaların yeni nesil araçlara ilham olabileceğini söyledi.

Sürücülerin beyin fonksiyonları yeni nesil araçlara ilham olacak

Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) görev yapan akademisyenler, farklı trafik ve yol şartlarının otomobil sürücülerinin bilişsel yükleri üzerinde oluşturduğu etkiyi araştırıyor. Akademisyenler; trafik yoğunluğu, yol şartları ve sürüş ile eş zamanlı gerçekleştirilen çoklu görevlerin sürücülerin bilişsel yükleri üzerindeki etkisini ortaya çıkaran çalışmaların yeni nesil araçlara ilham olabileceğini söyledi.

Gerçek yol şartlarında sürücünün beyninden alınacak elektriksel sinyaller üzerinden nicel veri elde edilecek çalışma; yeni nesil araçlara yön verecek. Farklı bilimsel disiplinlerden faydalanılarak yürütülen ve BUÜ-BAP tarafından desteklenen proje çerçevesinde sürücülerin kafsına yerleştirilen elektromanyetik alıcılar ile hangi anlarda beyin fonksiyonlarının kullandığı tespit ediliyor. Çalışmanın daha yeni başladığını ve 2023 yılı sonuna kadar sonuçlanmasını hedeflediklerini belirten BUÜ Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin Gündüz, çalışmanın Türkiye’de Nöroergonomi alanında ilk kez gerçek trafikte ve gerçek sürücülerle yapıldığını vurguladı.

Günlük hayatta en sık karşılaşılan işlerden biri olan otomobil sürme işini bilişsel anlamda ele aldıklarını kaydeden Prof. Dr. Tülin Gündüz; “Bilişsel yükün araştırıldığı ergonomi çalışmalarında genellikle sübjektif yöntemler kullanılıyor. Bu çalışmada bilişsel yükün sayısal olarak ortaya konabilmesi için EEG sinyalleri kullanıyoruz. Ulusal literatürde EEG çalışmaları genellikle tıp ve eğitim alanlarında kullanılsa da mühendislikte de artık kullanılmaya başlandı. Çalışmanın ilk özgün yönü bilişsel yükün sayısal bir veri olarak gösterimi için EEG ölçümü yapılacak olmasıdır. Bunun yanı sıra otomobil sürme işi gibi günlük hayatta oldukça sık yapılan bir işi ele alacak olması ve bilişsel yük sınıflandırması için yapay zeka yöntemlerinden faydalanılacak olması projenin diğer özgün yönlerinden biridir” diye konuştu.

Otomobil kullanma işinin zihinsel olarak karmaşık bir işlem olduğunu söyleyen Gündüz, sürücünün eş zamanlı olarak birden çok gösterge verisi ve uyarana maruz kaldığını, güvenli bir sürüşü devam ettirebilmek için sürekli dikkatli ve odaklanmış halde bulunması gerektiğine işaret etti. Gündüz konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Bu projeye nöroergonomi alanda çalışmalarımızla başladık. Nöroergonomi, Türkiye’de hatta dünya da da yeni yeni çalışmalara başlanıyor. Biz yapılan işleri zihinsel yüklerle entegre etmeye çalışıyoruz. Fiziksel yüklerimizi biz mühendislikte birimiyle rakamıyla ölçebiliyoruz. Fakat, zihinsel güçleri nicel olarak ölçmekte daha yeniyiz. Zihni keşfetmeye çalıyoruz. Otomobil sürücülerinin zihinsel durumları sürüş güvenliği ve performansı üzerinde etkili olduğundan, özellikle farklı trafik ve yol şartlarında sürücülerin bilişsel yüklerinin incelenmesi gerekiyor. Bu projede otomobil sürücülerinin bilişsel yüklerinin araştırılması için nöro-görüntüleme yöntemlerinden yararlanıyoruz. Proje sayesinde Türkiye’de henüz yeni çalışılmaya başlanan nöroergonomi alanında literatüre katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

Elektroensefalografi (EEG) yöntemiyle 16 kanallı uzaktan bağlantılı cihaz ile zihindeki elektriksel aktiviteleri değerlendirdiklerini belirten Gündüz, “Bu değerlendirmeler sonucu mental yükleri ölçebiliyoruz. Bu anlamda farklı trafik şartları oluşturduk. Şehir içi, dış ve çevre yolu gibi trafiklerde denemeler yaptık. Beklemediğimiz bir sonuç ortaya çıktı. Elde ettiğimiz ilk verilere göre, kişilerin ‘Otobanda daha rahat araç kullanırım. Geniş yollarda daha rahat konsantre olurum’ düşüncesinin zihninde gerçek olmadığını ortaya koyduk. Çünkü hız arttığında otobanda olsa dahi, sürücüde zihinsel ve bilinçsel yükün daha fazla olduğunu gördük. Bunu önemli bir sonuç olarak düşünüyoruz. Otomobil olmaması, yaya olmaması, bize hıza iten bir faktördür. Fakat beynimizde olan yükün daha fazla olması bizi kazalara karşı daha açık hale taşıyor. Bu anlamda proje bittiğinde trafik güvenliği anlamında önemli sonuçlar elde edeceğimize inanıyorum” dedi.

Şehir içi sıkış trafik denilen ve yayalarında zaman zaman yol içerisinde yer aldığı trafik şartlarında da ani duruş, kalkış fren mekanizmalarının devreye girmesiyle zihinsel yükün daha aktif daha yoğun olduğunu gözlemlediklerini belirten Prof. Dr. Gündüz, “Aslında otomobil kullanmak kompleks bir sistemdir. Aynı anda çok fazla yerden aynı anda sinyal geliyor. Bunların işlenmesi ve analiz edilmesiyle elde edeceğimiz sonuçlar bizi daha güvenli bir sürüşe, zihindeki süreçleri daha iyi anlayıp belki de gelecekteki otomobil tasarımlarında kullanacağım sonuçlara götürebilir” dedi.

Yaptıkları çalışmanın sonuçlarının farklı alanlarda da kullanılabileceğini belirten Gündüz, “Otobüs, kamyon veya sürekli direksiyon başında olan kişilerin yetkilendirme belgelerini alırken, zihinsel süreçleri, adaptasyonu, reaksiyon verme süreçleri nicel veriyle ölçe bileceğimiz bir projeye imza atıyoruz. Genelde bu tür yöntemler sübjektif veya anket yolu ile yapılıyor. Geleceğe yönelik ölçüm tekniklerini daha güvenli yolculuk için oluşturmuş olabileceğiz” diye konuştu.

Yaptıkları çalışmanın multidisipliner bir çalışma olduğunu belirten Gündüz, “Biz mühendislerin yanı sıra, projenin içerisinde Doç. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu Nöroloji alanında çalışmaya katılırken, Doç. Dr. İlker Küçükoğlu yapay zeka alanında destek veriyor. Bu çalışma çerçevesinden projeyi 2023 yılının sonuna kadar bitirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Gönüllü denekler aranıyor

Projenin deneysel çalışmaları Fen Bilimleri doktora öğrencileri Hilal Atıcı Ulusu ve Derya İde tarafından gerçekleştirilirken, deneyin kampüsü çevresinde belirlenen ve yaklaşık 25-30 dakika süren sürüş deneyleri için gönüllü katılımcıları deneylere davet ettiklerini belirtti.